Manisa Mutlu Sonlu Masöz Aynur
Manisa Mutlu Sonlu Masöz
Ğimdi sakinleşmiş, yatışmıştı. Azcaıcık duraksadı, gözlerini gözlerimden kaçırıyordu ve yüzünü aşağıya eğdi ve ince, uzun parmakları ile yüzünü kapattı. Sonra dik dik gözlerimin içine baktı ve “Aldo’nun eşcinsel bulunduğunu bildiğini sanıyordum,” dedi. Aldo bunu saklamıyor, okulda herkes biliyor artık. Bildi‐ ğimi söyledim. “Eee ne olmuş?'” dedim gerisini beklediğimi anlatır bi‐ çimde. “Olan şu ki, bir zamanlar bir çocukla birlikteydi, sonra… Hemen sonra ben ve o çocuk tanıştık, şu demek oluyor ki şey anlamında… Aldo Manisa Mutlu Sonlu Masöz ondan bir şeyler bekliyordu,” sözleri ağzından tek tek çıkıyordu ve kesik kesikti. “Ne bekliyordu?” meraklı ve çılgın bir tonda sormuş oldum derhal. O parlak dev gibi gözleri ile baktı ve “Yo, yo… Sana bunu söyleyemem… Kusura bakma… Yapamam…”. Başını öbür tarafa çevirdi ve “Yalnızca lezbiyen değilim…”.
Ya ben neyim? Bir hanım bile değil, nüfus kayıtlarına göre hâlâ çok küçüğüm, dolayısı ile bir genç kızım, başka bir kadının kollarında korunmak isteyen ve aşk arayan bir kız. Ama asılsız söylüyorum Günlük, diğer yarıma, bana bu denli benzeme fırsatı vermeyeceğim, ben aynı bütünün içinde yaşayan dişi yan olacağım. Letizia’da görmüş olduğum ve meydana getirmeye giriştiğim şey yalnızca onun bedeninin çekiciliği, tensel çekimi ile ilgili değil, evet, bununla beraber da duygusal, ruhsal nedenlerim var. Onu bir tüm olarak beğeniyorum. Kafamı karıştırıyor ve kendine çekiyor, uzun bir süredir fante‐ zilerimin baş oyuncusu olmaya başladı. Aşk. O usanmaksızın aramış olduğum şey, kimi vakit bana o denli uzak. O kadar ya‐ bancıymış gibi geliyor ki…
Manisa Mutlu Sonlu Masöz
Bugün evden çıktığımda babam kanepeye oturmuş, boş gözlerle televizyon ekranına bakıyordu. Kayıtsız bir biçimde nereye gittiğimi sordu. O anda ona ne cevap verirsem vereyim, yüzündeki ifadeyi, o kayıtsız duruşunu değiştirmeyeceğini, dolayısıyla ona herhangi bir cevap vermemin gereksizliğini düşündüm. “‘Düzüştüğüm evli insanın yeni aldığı eve gidiyorum” demeyi çok isterdim fakat nasıl olsa “Alessandra’ya ders ça‐ lışmaya gidiyorum” dememle aynı etkiyi yaratırdı. Kapıyı yavaşça örttüm, benimle ilgili soyut düşüncelerini bölmek istemedim. Fabrizio dairenin anahtarlarını bana daha önceden ulaş‐ tırmıştı ve orada onu beklememi, iş çıkışı geleceğini so şekilde‐ mişti.