Manisa Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Manisa Mutlu Sonlu Masöz

“Dur da bir bakayım,” dedi Scarlet, Wolf’un kolunu kavrayıp el ekranının ışığını bandajların üstüne doğru tutarak. Hemen hemen bir damla  bile kan sızmamıştı. “Seni vurduğum için hakkaten çok üzgünüm.” “hakkaten mi?” Scarlet’ın parmakları kısa bir an için bandajın üstünde ovalandı; hâlâ sıkıca bağlı olup olmadığını kontrol etti. “Ne demek istiyorsun?” “Babaannene Manisa Mutlu Sonlu Masöz ulaşmana fayda sağlayacağı takdirde, beni tekrar ve yine vurmaktan çekinmeyeceğini düşünüyorum.” Scarlet ne kadar da yakın durduklarını fark ederek şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. “Yapardım,” dedi. “ama bu, daha sonra üzülmeyeceğim anlamına gelmez.”

“en azından, tavsiyeme uyup beni başımdan vurmadığına memnunum,” dedi Wolf, dişlerinin el ekranının ışığı altında parlamasını sağlayan bir gülümsemeyle. Parmakları Scarlet’ın eşofmanının cebine hafifçe sürtündü ve kızın irkilmesine sebep oldu. Sonra parmaklar geri çekildi. Wolf, yüzüne vuran el ekranının ışığına karşı gözlerini kıstı. “Üzgünüm,” diye geveledi Scarlet, ekranı yere doğru döndürerek. Wolf kızın etrafından dolaştı, düşmüş ağaç kütüğünü ayağıyla dürttü. “Yeterince güvenilir görünüyor.”

Manisa Mutlu Sonlu Masöz

Scarlet, Wolf’un seçtiği kelimelerin ironik bulunduğunu düşündü. “Wolf,” dedi, sesinin ormanın boşluğunda yarattığı yankıyı kontrol ederek. Wolf sırtını dikleştirdi, fakat yüzünü kıza dönmedi. “Bana sürüden ayrıldığını anlattığında, aradan aylar hatta belki seneler geçtiğini düşünmüştüm. Ama Ran, sanki sen daha hemen hemen yeni ayrılmışsın şeklinde mevzuştu.” Wolf yüzünü kıza döndü ve bir eliyle saçlarını karıştırdı. “Wolf?” “Üç hafta oldu,” diye fısıldadı Wolf. Sonrasında, “üç haftadan biraz daha az,” diye ekledi. Scarlet derin bir nefes aldı, tuttu ve sonrasında bıraktı. “Babaannemin kaybolduğu sıralarda.” Wolf kızın gözlerine bakamayarak başını eğdi.

Scarlet ürperdi. “Bana sürüde önemsiz biri olduğunu, getir götür işlerinden başka bir şey yapmadığını söylemiştin. Fakat Ran seni bir ‘alfa’ olarak adlandırdı. Bu oldukça yüksek bir rütbe değil mi?” Scarlet, Wolf’un göğsünün gerilmiş bir nefesle ağır ağır inip kalktığını fark etti. “Ve şimdi de bana, sürüden ayrılmış olduğun vakitın, babaannemin ortadan kaybolduğu süre denk düşmüş olduğunü söylüyorsun.” Hâlâ bir yorumda bulunmayan Wolf, istemsizce dövmesini ovuşturdu. Kanı kaynamaya süregelen Scarlet, Wolf cesaret edip de nihayetinde başını kaldırıp ona bakana kadar bekledi.

El ekranı, ayaklarının altına mavimsi beyaz bir ışık saçıyordu fakat Wolf’u aydınlatıyor sayılmazdı. Karanlıkta Scarlet ancak onun çene ve elmacık kemiklerinin dış hatlarını, başından çam iğneleri şeklinde fırlamış saçlarını belli belirsiz bir şekilde görebiliyordu. “Bana babaannemi niçin kaçırdıkları konusunda aslabir fikrin olmadığını söylemiştin. Ama bu bir yalandı, değil mi?” “Scarlet…”