Manisa Masaj Salonu

Manisa Masaj Salonu

kelime çıkmadan dudaklarını tekrardan birleştirir. Bu adam kayalıkların üstünde bile melodisini çalabilir, kemanını ve “şey”ini okşamasını bilir. Her yenisinde şarkı bir daha başlar, büyük bir patlamayı andıran bu dehşet ses istenmeyen bakışlar eşliğinde dehşet verici sürprizlerle gene ortalığı kasıp kavurmaya adım atar. Bu kadının kendisini savunabilecek kadar büyük bir yüreği yoktur. Adam kendisini her zaman hazır hisseder, onun canı her zaman kendisini çeker. Rahat günler herkesindir, hem fakirlere bununla birlikte zenginlere bahşedilmiştir.

Ancak fakirler zenginlere bu huzuru asla bahşetmez. Kocası karısının karşısında henüz paltosunu bile çıkarmadan açılmaya başlayınca hanımın sinirleri gevşer ve gülmeye adım atar. O, ayakta öyle şeyi önünde durduğunda kendisinin ne kadar salakça bir durumda bulunduğunu düşünmez. Kadın daha da sesli gülmeye adım atar, içini vehamet sardığında ise ağzını eliyle kapatmaya çalışır. Bu şekilde giderse cennetten çıkmalar yüzünün ortasına inecektir çünkü.

Manisa Masaj Salonu

Gerçi sesi tüm evi dolaştıktan sonra bir defa daha aynı noktada çınlar ama bu, insanların rahatlamaya çalıştığı Johan Sebastian Bach’ın melodilerinde kaybolur gider. Adam tüm gücüyle üstündekileri çıkartıp fırlatmaya çalışır. İşte adamlar kendilerini ve yapıtlarını bu şekilde büyütürler, ki büyüyenler kısa bir süre sonrasında yine yıkılacaktır. Bu bağlamda ormandaki ağaçların daha dayanıklı olduklarını söylemek gerekir. Müdür sakin sakin birazdan karısını iyi mi parçalayacağından bahseder. Sanki sarhoş gibidir. Kelimeleri evdeki atmosferin içinde titremektedir adeta. Karısını sol eliyle kalçasından tutar ve en iyi ihtimal karısının üstündekileri çıkarır. Hanıma çoktandır yasakladığı külotlu çoraplarını üzerinden yırtarken çıldırmış gibi bağırır. Diz üstü çorapların daha kadınsı olduğunu ve deliklerin daha iyi

dolmasını sağladığını düşünmektedir. Sinirle karısına, günde en az iki kez keyfina bakacağını söyler. Kadınlar umutlarla doludur ve hatıralarıyla yaşarlar, oysa erkekler anlarla ve özellikle geniş bir vakit dilimine yayılan anlarla hayatlarına devam ederler. Gece olunca uyumaları gerekir, bu nedenle geceleri depo doldurulmaz. İkisi de ateş parçacıkları gibidir ve birbirlerini küçük parçacıklar halinde ısıtmaktadırlar. Ne kadar da büyük bir rastlantıdır ki, kadın gizli bir halde döllenmeyi engelleyen haplar kullanıyordur.